Bir gün önce sıradan bir çocuktum. Hey, bana inan ve yüzümdeki kırışıklık seni yanıltmasın. Yaşam ve ölüm... Herkesin mutlaka söyleyecek bir sözü vardır. Bundan yaklaşık otuz yıl kadar öncesini biliyorum. O zaman ki müzikleri, filmleri senden önce izledim. En önemlisi de senden önce çocuktum. Ve inan bana dostum her sene doğum gününde sana biraz daha büyümüş numarası yapıp dururlar. Çünkü kendileri lanet olası dünyadan gitmek için bavullarını hazırlamaya başlamışlardır. Pazar gününü Pazartesi gününe bağlayan bir gecede tüm yalnızlığınla yarışa hazırsındır. Önünü açarlar. Büyümek istersin, saygı görmek, kurallarını kendinin koyacağı bir dünyada bir pire gibi yükseklere zıplamak.
Bir yıl önce kendimi kaybettim. Sana bunu içtenlikle söylüyorum. Yalnızlık rüzgarında ne kadar çalı çırpı varsa hepsine takıldım, tutunmaya çalıştım fakat savruldum. Çok ağladığım ise söylenemez. Hissettiklerimin önünde kalın damarlarım oluşmuş, derinlerde bir yerlerde, duymadığım kalbimin içinde belli ki... Yalan söylemek ise benim beceremediğim, ama ara sıra sevdiğim arkadaşlarımdan duyduğum bana komik gelen cümlelerden ibaret. Tüm gün bu olan bitenlerden sonra eve döndüğümde beni bekleyen eşyaların disiplinine hayran kalmışımdır. Bir şeylerin bıraktığım gibi kalması huzur veriyor. Yıkılmadan, azimli bir şekilde, yorulmadan ve tozlansalar bile ses etmeden... Çünkü kendimi kaybettiğimde bu sayede dengede durabiliyorum.
Bir saat önce beni görmek istedin. Ah, sevgili dostum, sen benim yaşıtım sayılırsın. Tüm olan bitene şahitsin. Ne kadar hızlı koşardım. Yaşam ve ölümün sadece sokaklarda olduğunu hissederdim. Annem ve babam mı... Onları anımsayamıyorum. Umarım seninkiler iyidir.
Arka planda 'Guns N' Roses - Double Talkin' Jive' çalıyor. Koltuğuma gömülüp sana nasihat verdiğimi düşünebilirsin, fakat lanet olası bu hayattan bi bok anladığımı söyleyemem. Çünkü burada hiçbir şeyin yeri ve zamanı değilmiş gibi...
Yaklaşık bir dakikadır kendimi kapana kısılmış gibi hissediyorum. Bu koca dünya dedikleri yerde açacağım tek bir kapı yokmuş gibi... Önüme kader hakkında yazılmış kağıtlar fırlatıyorsun. Ah, evet sevgili dostum, kalemimdeki tüm mürekkep üzerime döküldü. Tüm geleceğimi berbat ettim.
Bir saniyem daha kaldı. Sana bakıyorum. Evet, sen o çocuksun. Bavulumu taşımak için bana yardım etmeye geldiğin için sana minnettarım.
Yorumlar